Sayın Adnan Oktar'ın 29 Ocak 2017 tarihli sohbetinden önemli başlıklar

ETİKETLER:

A9 TV, 29 Ocak 2017

 

(Evrimci Paleontolog Mark Czarnecki’nin bir açıklamasını okuyabilir miyim? Şöyle söylüyor: “Teoriyi (evrimi) ispatlamanın önündeki büyük bir engel her zaman için fosil kayıtları olmuştur. Bu kayıtlar hiçbir zaman için Darwin’in varsaydığı ara formların izlerini ortaya koymamıştır. Türler aniden oluşurlar ve yine aniden yok olurlar ve bu beklenmedik durum türlerin yaratıldığını savunan argümana destek sağlamıştır.”)

Kibarlaşmasına gerek yok. Adnan Hocamız’a delildir diyor. Proteinler aminoasitlerden oluşuyor. Aminoasit nasıl oluşuyor? Sadece protein yapabiliyor aminoasit, kilitlenmiş durum bu. Protein olması için proteine ihtiyaç var, ne olacak? İhtimal kaç? Sıfır. O zaman yaratılışın dışında hiçbir açıklaması yok. Mesela proteinin oluşması için DNA gerekiyor, DNA’yı sadece proteinler üretebiliyor. Her yönden açmazda, olacak hiçbir yönü yok. Bir de bunların hepsinin olması için de canlı hücresi mutlaka olması gerekiyor, canlı hücre olması gerekiyor. Canlı hücre olmadan ne protein, ne diğerleri hiçbir şey oluşamıyor, kilitlenmiş olay.

 

(Ünlü İngiliz fosil bilimci Derek Ager evrim teorisini benimsemesine rağmen fosil kayıtlarıyla ilgili şöyle bir itirafta bulunuyor; “Sorunumuz şudur, fosil kayıtlarını detaylı olarak incelediğimizde türler ya da sınıflar seviyesinde olsun sürekli aynı gerçekle karşılaşırız. Kademeli evrimle gelişen değil aniden yeryüzünde oluşan gruplar görürüz.”)

Kardeşim doğrusu budur işte. Bütün bilim adamları bütün Darwinistler aynı şeyi söylüyorlar, bütün canlı grupları aniden oluşuyor diyor ve aniden yok oluyorlar. Kademeli evrim diye bir şey yok dolayısıyla boş yere çırpınıyorlar.

 

Tesadüfler Sonucu Yeni Genetik Bilgi Oluşması Diye Bir Şey Söz Konusu Değildir. Genetik Anti Evrimci Bir Bilim Dalıdır

Tesadüfler sonucu yeni genetik bilgi oluşturan bir mekanizma hiç olmamış hiç yok ve olamaz da. Teknik olarak mümkün değil. Genetik bilimi de zaten evrimi dümdüz ediyor. Genetik bilim anti evrimci bir bilim dalıdır, paleontoloji anti evrimci bilim dalıdır, mikrobiyoloji anti evrimci bilim dalıdır baş edemezler.

Evrimci Harold Bloom var tanıyor musunuz? “Proteinlerin rastlantısal meydana gelmesi imkansız” diyor.

 

İmanla Dinle İnsan Hayat Bulur, Neşe Bulur. Mümin Dışa Dönüktür, Hayat Doludur. Bunun Aksi Müşriklerin İddiası Ve Yaşamıdır

Din çok yanlış anlaşılıyor, dindar olan içine kapanır böyle asosyal olur işte gülmez, neşesizdir, konuşkanlığını kaybeder, artık mistik bir derinlik içindedir. Derinlik dediği de işte mistik yapıdadır, hayatın bütün sosyal yönlerinden çekilir. Bu İslam’a saldırı, Kuran’a saldırıdır, bunu müşrikler yapar. Müslüman yapmaz bunu. O İslam’a alenen şeytani bir saldırı. Müslüman bilakis canlanır, neşelenir, şevklenir, açılır; hayat dolu, hayat güzellikleri içerisinde en güzeli elde etmeye çalışan insan olur.

 

Kitap Evdeki Sessiz Mürşiddir. Gece Gündüz Bıkıp Usanmadan Tebliğe Devam Eder, Tüm Mahalleyi Eğitir. Kitapla Tebliğ En İyi Yöntemdir

Bu hizmetler o kadar güzel hizmetler ki öyle sağlam hizmetler ki ve öyle etkili hizmetler ki kitap gibi tebliğ düşünemiyorum. Bir insana ömür boyu tebliğ yapabiliyorsun kitapla, kitabı da insanlar koruyor genelde mutlaka kitabı korurlar yani kütüphane bir insan için büyük nimettir. On tane bile kitabı olsa onu titizlikle korur bir yerde onu kitaplık haline getirirler ve döner dolaşır o kitaba bakar merak eder bakar, misafiri gelir bakar. Kitap evdeki sessiz mürşittir, mahalledeki sessiz müftüdür sürekli mahalleyi eğitir, sokağı, şehri eğitir ve usanmaz bıkmaz, gece gündüz tebliğini yapmaya devam eder. Kitap hayati bir konu olduğu için sayısını çoğaltacağız, dünyanın en az iki milyar kitaba ihtiyacı var, her yerde kitap her imkanımızda kitap. Bilgisayar tamam ama kitabın yerini hiçbiri tutmaz.

 

Kadınların Üstünde Fazla Baskı Oluyor. İlla Kadınlara Nasıl Yaşayacaklarını Öğretmek İstiyorlar. Kadınlar Vicdanlarıyla Ne Yapacaklarını Bilirler

Kız çocukları çok şekerler ne kadar eziyorlar bu çocukları. Ağabeyi gelir tehdit eder, babası ağzını burnunu kırmaya kalkar, annesi terlikle dövmeye kalkar, oklavayla dövmeye kalkar, çocuğu sokağa atalar. Git kendine koca bul. Bu ne rezilliktir? Bu ne anormal hareketlerdir? Ufacık erkek kardeşi oluyor on yaşında falan o bile kabadayılık yapıyor kız kardeşine ablasına. Her yerde bu var mesela on beş yaşında falan daha bıyığı yeni terliyor ablasına kabadayılık yapıyor. Babası ayrı kafa tutuyor, dayısı gelir ayrı kafa tutar eniştesi gelir ayrı kafa tutar bu kız çocuklarının çektiği nedir? Bu çok çirkin, çok ayıp ve vicdansızlık bu. Bırakın rahat yaşasın çocuklar. Kendileri içiyorlar kaçıyorlar her şey var. Bırak kız çocuğu ne yapıyorsa yapsın sana ne. Senden mi akıl alacak yani? Namus öğretiyorlar çocuklara yani. Bayağı efendi kızlar çok aklı başında ben bakıyorum öyle kontrolsüz hiçbir kızla karşılaşmadım. Nerede ne yapacaklarını gayet güzel biliyorlar, çok akıllı çocuklar. Oturup onlara yeniden baskı kurmak çok büyük vicdansızlık ve ayıp.

 

Ölüm, Kaliteli Bir Rüyadan Uyanmak Gibidir. Uyanır Uyanmaz Da Ahirete Geçmiş Olur İnsan. Geri Dönüşü Olmaz Artık

“Hocam kabir azabı gerçekten var mı?” diyor. Yok öldün mü direkt ahirete geçersin. Öldüğü an zaten uyanma tarzındadır, alenen uyanma ama normal kaliteli bir rüya görüyor ya insanlar, net sarih uyanma tarzındadır alenen uyanma o kadar. Uyanır uyanmaz da ahirete geçmiş olur. Geri dönüşü olmaz artık yani yeni bir boyuta geçmiş oluyor, dördüncü boyuta geçmiş oluyor bir daha dönemez. Şu görüntüden çok daha nettir. O yüzden zaten rüya diyor uyanan. “Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı?” diyorlar ya sebebi o ama yine bir kere daha uyuma kalkma devreleri olduğu anlaşılıyor. Normalde doğrudan uyanır. Doğrudan uyanmış olur.

“Artık her bir nefis” diyor Cenab-ı Allah Kaf Suresi, 21-23’te bak “Her bir nefis..” nefis demek beden, insan “..yanında bir sürücü..” çünkü bir vasıtada mümin, o şartlarda o yerde Allah onu yürütmüyor bir sürücü. “..ve bir şahit.” yanında da onun mihmandarı olan bir kişi daha var yanında bir melek yani insan gibi bir varlık. Bak “Andolsun sen bundan gaflet içindeydin işte Biz de senin üzerinden örtüyü açıp  kaldırdık.” İşte önümüzdeki örtü var ya perde bunu yarıp açıyor Allah. Örtüyü kaldırdık dediği o kalkıyor. Kalktı mı adam tak geçiyor o kadar. “Artık bugün görüş gücün keskindir.” Çünkü kıyaslıyor buna göre çok net olduğu için ben bir uykudaydım diyor alenen ama rüya olduğunu düşünecek hakikaten samimi olarak inanacaklar.

 

Tüm İnsanlar Zer Aleminde Vardı. Evrimle Dünyada Yaratılma Diye Bir Şey Yoktur. Hz. Adem De Zer Aleminden Cennete Oradan Dünyaya Gelmiştir

Mesela biz zer aleminde insan olarak vardık bedenli, kaş, göz, el yüz aynı bu şeklimizle vardık. Bizi Allah bekletti zer aleminde, peygamberleri de bekletti. Önce Hz. Adem (as)’i cennete aldı ama önce porselenden bir heykel yaptı Allah onu vesile etti ama Hz. Adem (as)’i normalde zer aleminden alıyor. Yani o heykelden oluyor değil heykeli vesile ediyor, zer aleminden gelen Adem (as) birden Allah’ın karşısında insan olarak yürümeye başlıyor, konu bu. Heykel şeklinden insan şekline geçiyor o kadar. Zer alemi mesela ben zer alemindeydim, siz zer alemindeydiniz, arkadaştık biz zer aleminde bir aradaydık orada da bir aradaydık, buraya geldik haberimiz bile yoktu. Hemen oradan buradan geldik toparlandık diyor ya Allah ayette “Dünyanın neresinde olursanız olun sizi Allah bir araya getirir” diyor ya işte zer alemindeki durumdan kaynaklanıyor. Orada zaten bir arada olduğumuz için burada beraber olacağımız da belli olacağı için illaki beraber hale getiriyor Allah. Mesela bir sadakat meydana getiriyor. Adam bilinçaltında onu bilmiyor. Allah ona bilinçaltında o sadakati rabt etmiş. Kimi Almanya’dan geliyor, kimi Fransa’dan geliyor, kimi Rusya’dan geliyor ama geliyor. Biz daha önce vardık evrimle yaratılma yok. Hz. Adem (as) de zer aleminde hazırdı. Cennete geldi, cennetten dünyaya dünyadan da ahirete gitti. Bu kadar.

 

Müminin Vefat Anında Tedirgin Olacağı Hiçbir Şey Olmaz. Canı Rahatlık Ve Güzellik İçinde Alınır

“Eyvahlar bize” diyorlar bak, Yasin Suresi 52. ayette, şeytandan Allah’a sığınırım “Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı?” Kim uyandırdı diyorlar. Yani uykudan uyandığını düşündüğü için emin oluyor. “Bu, Rahman (olan Allah)ın va'dettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi)ler doğru söylemiş". (Yasin Suresi, 52) O, yalnızca bir tek çığlıktan başkası değildir;” yani heyecanlanıp bağırmaya da işaret ediyor. “..artık onların hepsi toplanmış olarak Huzurumuz'a getirilmişlerdir.” (Yasin Suresi, 53) Mümin için kafasını takacağı, heyecanlanacağı, tedirgin olacağı hiçbir şey olmaz. Gayet rahat olur mümin hiç. Hayır hastalığıyla şununla bununla mücadelesi olur ama genellikle son komaya yakın canı alınıyor müminlerin. O kadar uzamaz zaten anlaşılıyor canının alındığı yüzüne baktın mı anlarsınız. Derler gözünün nuru gitti diyorlar mesela anlaşılıyor anlamsız bakmaya başlar. Canı alındığı için oluyor o. Ama bağırır çağırır çırpınır o anlama gelmez. Hissetmez onu bilmez. Ama tabii mümin, Peygamberimiz (sav) de mesela hummaya yakalanmıştı “Ya Resulullah nasılsın” diyorlar, “ben de insanım tabii ki ben de imtihan oluyorum” diyor “bende de olması lazım” diyor yani bir zorluk. Sırf bana rahatlık size zorluk olmaz diyor imtihan olarak diyor tabii ki benim de zorluk içinde kalmam benim de imtihan olmam.. Ben de imtihan oluyorum diyor, olacağım tabii ki diyor. Ama son anda bak diyor, Allah yardım ediyor Cenab-ı Allah, “Refik-i Ala’ya” diyor elini havaya kaldırıyor eli düşüyor. Ölüm anını bilmesi zaten mucize. Daha önceki konuşmalar mucize.

 

(Rus elçiler ölmeye devam ediyor. Son olarak Rusya’nın Hindistan Büyükelçisi’nin kalp yetmezliğinden hayatını kaybettiği açıklandı.)

Yalnız bu çok büyük olay. Ben dedim “arkası gelir, devam edecek” dedim. Kalp yetmezliği yani kalbi durduracak bir ilaç kullanıyorlar. “Doğal ölüm” diyor. Kardeşim kalp durduysa nasıl doğal ölüm olur? Bu ağabeyler de öyle. Sungur Ağabey, diğerleri falan hep kalp yetmezliğinden öldüler. Kalbi durduracak bir ilaç bulmuş bunlar. Bunu araştırmak lazım. Doğal diye bir şey yok. Daha önce hiç olmazken seri şekilde devam ediyor. İngiliz derin devletiyle karşı karşıya geldiklerinde bu olay başladı.

 

(Sabah Yazarı Ferhat Ünlü, Trump’ın Kennedy gibi müesses nizamı rahatsız etme potansiyeli yüksek bir başkan olduğunu söyledi. Bu nedenle küresel sermayenin en büyük beş ailesinin Trump’a savaş açtığını yazdı. “Bu aileler dünya üzerinde ulus devlet ve din kalmasını istemiyorlar. Bunların başında İngiliz Kraliyet sarayından yetişme Rothschild ailesi geliyor. Rothschildlerden sonra Rockerfellerlar var. Küresel sermayenin günümüzdeki görünen temsilcilerinden George Soros’un o sermaye çevrelerinde tedirginlik yaratan Trump’a karşı kampanya başlatması da boşuna değil” dedi.)

Bak İngiliz derin devletini bütün Türk aydınları yerden yere vuruyor her gün. Biz kapıyı sonuna kadar açtık ana kapıları, oluk oluk her Allah’ın günü Türk aydınları İngiliz derin devletine fikren sağlı sollu vuruyor helal olsun. 300’ün üstüne çıktı şu an. Onun için paniklediler hemen biz geleceğiz Türkiye’yi ziyarete falan demeye başladı İngiliz Başbakan. Bir Türkiye’ye gideceğiz, bir Amerika’ya gideceğiz. Çünkü olay buralarda dönüyor. Panikle ortalığı yatıştırmaya çalışıyorlar.

 

Amerika'nın Vize Almış Müslümanlara Yasak Getirmesi Doğru Olmaz. Böyle Bir Başlangıç Yapılması Trump İçin Doğru Yöntem Değil

Yalnız bu Müslümanları Amerika’ya sokmama konusu o biraz abartılı oldu. Şöyle abartılı, adam vize almış falan inceleniyor biliniyor vize alanlar gelsin bir kere ne alakası var. Bu kadar abartmaya gerek yok. Çünkü vizeyi çok titiz incelemeyle veriyorlar. Terörist yamuk yumuk adama vermiyorlar. Vize alana da yasaklama olmaz mesela onu kaldırması lazım Trump. Trump’a tavsiyelerde bulunabileceğimiz bir kanal olsa iyi olur, onu ayarlayalım. Biraz Amerikalı gürbüz iş adamı havasında fakat vereceği zararı tahmin etmiyor. O kadar abartmaya gerek yok. Bazı kişiler için olabilir ama vize alınırken psikolog falan da bulunuyor orada bayağı gözden geçiyor. Her türlü inceleme yapılıyor. Vize kolay kolay verilmiyor. Vize aldıysa adama niye yasak getiriyorsun? Şu ana kadar ne zarar getirmiş de bundan sonra getirsin? O gereksiz bir şey. Riskli yani bu birinci kademe riskli bir giriş oldu. Bunun düzeltilmesi lazım. Buna benzer olaylar sekiz-onu bulursa hakikaten bir tehlike gelişebilir. Bu riskli olabilir. En baştan hepsini temizleyerek ilerlemesi gerekiyor. Bunun için de bir tavsiye kanalını açmak gerekiyor. Çabuk ulaşabileceğimiz bir tavsiye kanalı olması lazım. 120 gün çok uzun. 30 günlük durdurmada çok uzun. Mesela 120 gün değil de hadi 20 gün olsun. 120 gün çok fazla. 30 günlük onu da azaltsınlar iyice azaltılması lazım, 15 gün falan yeterli. Ne yönden teknik açıdan değerlendirdiler bilmiyorum. IŞİD tespiti zor bir şey değil ki. IŞİD girişini engellemek, El-Kaide girişini engellemek. Vize almaya geliyor senin zaten adam yanına geliyor elçiliğe geliyor oturtup konuşuyorsun. Oturtup konuştuğunda geçmişinden, üslubundan, konuşmalarından anlarsın onun IŞİD militanı olup olmadığını. Bu yöntem yöntem değil. Hristiyanlar da dahilmiş bu uygulamaya. Bu daha da acayip. O ülkelerden gelen herkes. Biraz uç bu yani fazla. Bir faydası da olmaz bunun. Şu ana kadar uygulandı IŞİD’in en azgın zamanlarında El-Kaide’nin, Taliban’ın en azgın zamanlarında bir sorun çıkmadı. Şu an buna ne gerek var yani? Onu kısa bir rapor gibi onlara sunalım. Kısa kısa yol göstermeye ihtiyacı var gibi görünüyor. Hakikaten temiz kalpli ama biraz kaba olacak ama çocuksu bir ruhu da var gibi görünüyor.

 

(Akif Beki, AK Parti’nin diğer partileri kötüleme üzerine kurulu bir referandum propagandası yapmaya başladığına dair bir yazı yazdı. Başbakan Binali Yıldırım’ın CHP hayır derse HDP’yle kol kola girmiş olacak. “Ne hallere düştün ey CHP. Ülkeyi bölenlerle kol kola girmek yakışır mı Atatürk’ün partisine?” sözlerini hatırlattı. AK Parti kendi doğrularını anlatmak yerine karşısındakini kötü göstermeye çalışıyor. Kendi haklılığına ve doğruluğuna toplumu ikna etmeye vakit harcamayıp hayırcıları sıkıştırıp bastırmaya gayret ediyor. Hayır dersen terör yandaşı olursun kampanyası yapılıyor” dedi.)

Onu uzun süreden beri anlatıyoruz biz. CHP aleyhtarı propagandanın bir anlamı olmadığını. Dinsiz parti işte camileri yakar şu bu falan. Bunların mantığı yok. Çok yanlış. CHP’nin milliyetçi olduğunu vatanına milletine bağlı olan herkes bilir. Dindar olduğu da açık. Çünkü Elmalılı tefsirini CHP zamanında yaptılar. Buhari tefsiri yine aynı şekilde. Kuran dağıtımı CHP döneminde oldu. İlahiyat fakülteleri, imam hatipler CHP döneminde. Bunlar doğru sözler değil yani. CHP’yi dinsiz gibi göstermek doğru değil.



DEVAMINI GÖSTER

Druge vrste vezane za ovo djelo